9 Ocak 2015 Cuma

What a wonderfull world


Naber blogcuk? Sana hiçbir şey yazmıyorum ne zamandır. "Dors çoloscom bon." diyerek laptobu eve attım ve haliyle ne hikaye yazabiliyorum ne de hikayelerime devam edebiliyorum. Ha tabi çalıştım mı çalışmadım.
Bir hafta berbat geçince telefondan da olsa bir şeyler yazayım dedim ve buradayım. Bakalım telefondan nasıl oluyormuş. Bence çok sıkıcı buradan yazmak. Pc dekinin binde biri hızda yazıyorum çünkü klavyem Türkçe değil. Yazıp kelime önerilerinden tek tek düzeltmek de aşırı sinir bozucu. Klavye indirmedim, kredi kartı bilgileri ve şifreler açısından riske girmek istemedim.
Bugün biraz fazla ağırlık var sırtımda. Umutsuzlukla boğuşuyorum. İki günde iki kitap okudum. Üçüncüye başlayacaktım, tavsiye üzerine aldığım kitap fazla sıkıcı çıktı. Zaten ders çalışmam gerek.
İç karartıcı şeyleri atlatmakta benden iyisi yok aslında. Ama hiç beklemediğim yerden kötü şeyler fırlayıp duruyor.
Aslında şu an gene ilaç aldım. Sabaha kadar uyumam yani. Uyuma ve çalış, diyor beynim. Aynı zamanda sanki bir dakika sonra hayatım tamamen değişecek gibi bir duygu selindeyim. Yok aslında sadece tembellikten ibaret bu duygu seli.
Down'ın 2.bölümü değiştirme kararı aldım. Çünkü Down'daki Dewi benim arkadaşımın ismi. Haliyle onu ergen biri olarak artık yazamam. Ve 2. bölümde 5 tane cinayeti betimlemem gerek. Kolaya kaçmak istemiyorum. Ama bunalıyorum. Anlaşılmaz yazıyorsun dediler diye düzelttiğim için kendimden tiksiniyorum.
Rbsv yi ne yapsam bilmiyorum. Ondan soğumam yersiz değildi. Çamurda debelendim. Sürekli onu düzeltmeye çalıştım. Baştan yazdım defalarca.
Bugün otuz kere Louis Armstrong dinledim. Kendimi daha iyi hissediyorum dinlerken.
Sınava az kaldı.
Beyin cerrahları kafayı yemiş olabilir. Hepsini bilmem de biri kesin yemiş.
Güzel bir hayata dair bir umudum olmalı.
Ben neden kendimi bu kadar üzgün hissediyorum? Sanki her zaman aynı şeyler yaşanacak gibi hissettiğimde, şu düşünce normalde beni rahatlatırdı:
"Aynı şeyleri binlerce insan yaşıyor ve birileri doğru olan şeyi yapıyor. Cevap yok diye bir şey yok, birileri her zaman doğruyu bulacak. Bu ben olabilirim."
Bugün bu tip sözlerin işe yaradığı günlerden değil sanırım.
Beklemediğim insanlardan beklemediğim tepkiler alınca şaşkına döndüm. Buradan gitmek istiyorum. Biraz farklı yerler görüp yeni insanlarla tanışmak istiyorum. Eski arkadaşlarımı toplayıp bir şeyler yapmak istiyorum.
Oda arkadaşım gitti Adana'ya. Şu an ses çıkartan tek şey buzdolabı. Kulaklıksız müzik dinlemeye alışkın değilim. Yurt bomboş... İyiler tabiii... Erkenden bitiyor sınavları. Bense komite derdindeyim. İki hafta var resmen ya... Çok geç kaldım çalışmak için.
Bu blogu silesim var. Tatil gelsin silerim belki.
"Acaba ben hiç" içeren otuz tane soru yazmışım gibi düşünün buraya.
Bir mucize olsun. Nolur güzel bir şeyler olsun. Nolur nolur nolur...
Tokyo ghoulun ikinci sezonu gelmiş, dur önce onu bi' izleyeyim.
Yes a tink tu mayseeelf vat a vondırful voorld...