Ariana hedefini çok iyi biliyordu. Ve nerede bulacağını da... Ufak bir araştırmadan sonra zengin adamın yanına gitmesi, onu kandırması çok zamanını almamıştı. Farklı renk saçlar, fiziğini gizleyen kıyafetler, suratını bambaşka bir kadına çeviren kozmetik ürünleri ve plastik eklentiler... Bunlar eski insanların uğraştığı yorucu şeylerdi. Şimdiyse Ariana halktan gizli cihazıyla görünümünü çok rahat değiştiriyordu.
Tanınma ihtimali yoktu ve sarışın sekretere benzemeyi de başarmıştı. Sarışından daha önce almayı başardığı örnekler ile gittiği her yerde ondan izler bırakmayı ihmal etmedi. Noah’a trajik bir şekilde öldürülmüş süsü vermeyi başardı.
Noah’ı bayıltıp araştırma merkezine doğru yol aldı. Bu işi fazla mesai ya da ekstra sayılırdı. Genellikle yüksek dereceli katilleri ya da ölümü kesinleştirilmiş suçluları alırdı. Azalan suç düzeyleri, toplum refahı onların sayesindeydi. Bundan büyük bir kazanç elde ediyorlardı. Halk her şeyden habersiz, giderek ilginçleşen ve şans eseri gibi görünen ölümleri Tanrının adaletine yoruyorlardı. Hükümetler, her şeyden habersiz halkın aksine, bu işlerine büyük önem veriyor, geniş destek sağlıyorlardı.
Halka açıklamak büyük etik problemlerini beraberinde getirirdi. Ariana anlamıyordu. Ölümle cezalandırılacak birini kullanmanın ne sakıncası olabilirdi ki? İnsanlar bazen etik kelimesinin altında saklanarak, yalancı bir suratla isyan ediyorlardı. Bahaneleri maskeleri oluyordu. Daha önce savurgan bir şekilde tüm enerji kaynaklarını harcayan insanların, etik maskesini takmaları çok ikiyüzlüceydi.
Noah’ı enerji kabinine yatırdı. Kabloları düzgün taktığından emin oldu. Varyansları girdi. Deneğin kodunu yazmayı ve veri kaydını girmeyi unutmadı. Bu sefer daha yüksek bir enerji elde etmeyi umuyordu. İlginç bir şekilde Noah’ın uyumluluğu her zamankinden daha fazlaydı.
Beynin ne kadar ilginç olduğunu düşünmeden edemiyordu. Tüm araştırmalarının temelini ve hammaddelerini beyin oluşturuyordu. Ariana her şeyi başlatan adımlarını düşündü. Tamamen bir düşünceden temel almışlardı. Beyinle ilgili yapılan araştırmaları okuduklarında onun aşırı derecede tasarruflu bir organ olmasını anlayamamışlardı. Bu noktada kendilerine acaba sorusunu sormuşlardı? Acaba gerçekten öyle miydi?
Daha sonra kendi araştırmaları göstermişti ki beyin daha ilginç bir enerji molekülü kullanıyordu. Bilinen tüm fosfatlı bileşikler dışında bambaşka bir molekül. Yapısı ve karmaşıklığı, çabuk yıkılıyor olması nedeniyle de daha önceki araştırmalarda gözlenememişti. Başkalarının fark edemediği bir şeyi yakalamak araştırma gruplarında büyük bir sevince neden olmuştu. Perde arkasında beynin üretkenliği inanılmazdı.
Bu molekülü özel kılan şey ise sadece beyin tarafından kullanılıyor ve daha önemlisi üretiliyor olmasıydı. Atipik bir enerjiydi. Yeşil bir bitki gibi üretkendi beyin. Tasarruflu değildi. Çok yüksek enerji harcıyordu ancak bu atipik enerji ona yeterli gelmediği durumlarda ATP gibi bilinen fosfatlı bileşiklere yöneliyordu.
Bu atipik enerji ile ilgili yapılan araştırmalarda, tam anlamıyla bir kaynak olduğu fark edilmişti. Ve işte can alıcı nokta da başka sistemlerde kullanılabiliyor olmasıydı. Çevrimi kolay ve yüksekti. Yine de üretilmesi için beyne gereksinim vardı. İnanılmaz bir şekilde bir grup insan, büyük bir ülkenin enerji ihtiyacını karşılayabiliyordu.
Metabolizmaları bazal hale getirilen insanları uyku haline sokarak, gereksinimlerini karşıladıktan sonra beyni bu molekülü üretmek üzere zorlamak yeterliydi. Üretim pozitif feed back mekanizması ile çalışıyordu. Beynin durdurucu kimyasalları engellendiğinde giderek artan bir enerji elde ediliyordu.
Bir süre dinlenim konumunda bekletiliyordu denekler. Sonrasında ise üretim devam ediyordu. Bu durum beyin iflas edene kadar sürüyordu. Kişinin uyumuna göre bu on ile birkaç sene arasında değişiyordu.
Bu sırada da denekler en güzel düşlerini görüyorlardı. En çok istedikleri şeyler zaten dosyalarında vardı. Yüklenen program ile tema sürekli değiştiriliyordu. Bitmeyen, güzel düşler... Suçlular, rüyalarını, cenneti yaşıyorlardı. Bunun karşılığında saygıdeğer bir role bürünüyorlardı. Kamu hizmeti diyebilirdiniz.
Enerji yeni yüzyılın en büyük sorunu olmuştu. Fosil yakıtlar tükenmiş, insanlar yeni bir yakıta gereksinim duyar olmuşlardı. Teoride her şey mükemmeldi. Vicdan açısından kendini bu konuda rahat hisseden Ariana, bir gün gözlerini düşlerinde açtığında ne hissedecekti? Yaklaşık bir beş yıl sonra Noah çürümüş ve Ariana hiç beklemediği bir şekilde uykuya daldırılmıştı.
Kendisi o kadar çok insanı kaçırmıştı ki. Beyinlerini tüketene kadar kullanmış, ölümlerine neden olmuştu. Bu açıdan düşünmektense elde ettiği kar miktarına bakmıştı.
Ancak şimdi onu terk eden sevgilisi ve intihar etmiş annesi yanındaydı. O kadar mutluydu ki gözyaşları gerçeği fark etmesini engellemişti. Güzel bir rüya gören, devletin kullandığı bir suçlu konumuna düşmüştü. Böyle olmasının nedeni halka gizliliklerinin kalmaması olabilirdi. Yine de o çok mutluydu... Saygıdeğer bir toplum hizmeti yapıyordu. Fedakârlık ve mutluluk...
Rüyayı durdurmalıydı yoksa ölecekti. Tıpkı çürüyen Noah gibi... Bunu istemiyordu. Bir yolunu bularak uyandı. Gözlerini araladığında Elein ve Jeff’in de enerji kabininde olduğunu fark etti. Araştırmanın sahipleri neden denek olarak kullanılıyordu? Neler olmuştu? Muhtemelen hükümet onlara ödediği büyük ödeneği azaltmak için böyle bir girişimde bulunmuştu.
Kendisine oldukça benzeyen birini, sistemi düzenleyerek onu tekrar uykuya yatırmak için geldiğini gördüğü anda anladı. Klon bankasındaki çalışmaları olumlu sonuç vermişti. Ve işe bak ki kopyası kuyusunu kazmıştı.
Belki de hayatın ilginç bir adalet anlayışı vardı. Hayat diyordu ki onlara, benim işime karışma!
Saygıdeğer Bir Rol Bölüm 2